- Kaygı Nedir ? -

Yayınlanma Tarihi : 11.09.2025

Kaygı Nedir?

Kaygı aslında bizim en temel duygularımızdan bir tanesidir. Eski zamanlarda daha mağaralarda yaşadığımız zamanlarda insanların kendilerini koruyabilmek amacıyla atacakları adımı bilgi birikimleri ve deneyimleri ile önceden tahmin etmeleri gerekiyordu. Mesela avlanma ya da toplama amacıyla bir rota izleyecek kabilenin bir ekibi rotada karşılaşacakları tehlikeleri öngörebilmeleri gerekiyordu. Bu tehlikeleri en iyi bilen kişi ekibin şefi olur ve önden giderdi. İşte kaygımız aslında bize tehlikeleri önceden görmemizi ve kendimizi hazırlamamıza yardımcı olan evrimin bir armağanıdır. Rahatsız edici olabilse de makul seviyelerde olunca kendimizi ilerletmemiz için bize zemin hazırlar.

Elbette günümüzde işe veya alışveriş merkezine giderken karşımıza zehirli bir yılan veya bir ayı çıkmasından endişe etmiyoruz. Ama doğa, hayatımız açısından eskisi kadar risk taşımasa da artık biz insanlar arasındaki doğamız kendimizi veya bir başkasını algılama biçimimiz olarak risk taşıyor. Zaten bireyselleşmenin gerekliliklerinin çok olduğu ve kendimizden beklentimizi makul seviyelerden daha yukarı çıkaran narsistik kültür bir noktada dursun bir de etrafımızdaki insanlarla iletişimimizin zedelenmesi veya hayal kırıklığına uğramamız bizi yalnızlaştırdı.

İşte bu sebeplerle kaygının birçok hali vardır. İnsanlardan gelebilecek tehlikelere karşı sosyal kaygı, geleceğe dair endişelerimiz barındıran gelecek kaygısı, hayatımızdaki belirsizliklere karşı bizi tetikte tutan belirsizlik kaygısı hatta kendimize olan algımızın veya iç dünyamızın dağılmasına karşı parçalanma kaygısı... Yani anlayacağınız kaygılar da meyve sebze gibi çeşitli ve bol. Kaygı altına toplanan bu alt başlıkların her birinin kendisine ait dosya dolabı var diyebiliriz. Her dosya dolabının içinde de o kategoriye ait tecrübelerimiz, tekrarlayan zorlantılarımız, aile ve yakın ilişkilerimizin dinamikleri, hepsi için dosyalar vardır.

Terapi bu dosyaları açmak, dile dökmek ve anlamlandırmak için uygun bir yerdir. Sadece etrafımızla olan ilişkilerimizi konuşmak için değil belki de daha önemli olan kendimizle ilişkimizi konuşmamız için güvenli bir ortam yaratır. Çünkü kaygılarımız onları anlamlandırdıkça çözülmeye başlar. Bizde yarattığı huzursuzluk ve zorlantı duygularını tolere edebildikçe yavaşça üstüne gidebilir oluruz ve bir noktada kontrolün elimizde olduğunu hissederiz. Bu zorlu yolculuk kendi hikayenize yeni bir yön vermek ve büyümek için bir fırsattır.